Bahçelievler metrobüs durağında sonlanır.

kibrit kutusundan aşk.

Bir dokundu.
üzülmek yerine turuncuya boyadım sonlarını hikayelerimin.
Dur, dedi. Kırılmanı istemiyorum.
Gözlerimden döküldü bütün hayal kırıklıklarım.
Neden çakmak taşımıyorsun, ki?
Kaybediyorum.
Saçlarıma dokundu. Ve bir masal daha anlattı:
saçların kadar uzun bir kış gecesinde, ellerini buldum. Henüz süt kokuyordun. Sen o aradığım çocuktun. Aradım, aradım, çok aradım.
Sonra ellerimi tuttu "sevdiğim kadınlara böyle yapıyorum" dedi.
Durdu. Sustu.
Sevdiği kadınların ellerini tutuyormuş. Ellerimi tuttu, devam etti:
Henüz körpeciksin. Sen büyüdüğünde, ben ölmüş olcam. Dedi.
Niçin? Niçin baktı öyleyse, niçin aldı ellerimi avuçlarına. Niçin okşadı saçlarımı. Niçin uyuttu dizinde, beni.
Köşe başı kadınları benden daha gururluydu, o an. " ne istersen yaparım, gitme" dedim. Gitti.
Kibrit taşıyordum bende artık. Kaybediyordum yoksa, bütün acılarımı. Acılarımı sevdim. Kahverengiyi sevdim. Saçlarımı kazıdım.
Büyümek istedim.
Sonlandırmak yerine, yarım bıraktım hikayemi'

Yorumlar