Tütün sarmaya sebep

Hiçbir şeyin önemi kalmamıştı.

Bir tohum bırakmıştım toprağıma, henüz filiz vermeden çürümeye yüz tutmuştu.. beceriksizin tekiydim. böyle olmayı ben istemiştim. kimseye eyvallahım yoktu en azından; önemli olan buydu. şarkılar diziyordum her gece. her gece için ayrı bir şarkı, ayrı bir şiir, ayrı bir hayal.. özenle seçiyordum üstelik.
her gün başka bir adamı sevecek kadar aşık, tek bir adamla aşkı yaşayacak kadar çıldırmıştım.
ama bunların ne önemi vardı ki?
zaman, hatalarımı sevmeyi öğretmişti bana. sarhoşken büründüğüm kişiyi bile seviyordum artık. kendi kendime gülüyordum. toplumun getirdiği bütün zorunluluklardan nefret ediyordum, ben kendi yolumu çizecektim.
Çiziyordum da.
İnanmıyordum hiçbir kavrama. Sınırlar çizmiyordum kendime. Cinsiyetimin olduğunu bile kabullenemiyordum. Bu belki de kendi paranoyalarımın içinde sıkışıp kaldığım, sesimi duyuramadığım ilk isyanım değildi.
Yok ulan cinsiyetim! Sevginin cinsiyeti mi olurmuş... Hep bunu tekrar edip duruyordum.

Onu bekledim hep. Kim olduğunu bilmiyordum. Yanıma uzanmalı, yeraltından salladığım oltanın kancasına takılan yıldızları saymalıydı benimle, hepsi bu. Onu bekliyordum. O, onun olmayanı ve hiç olmamış olanı özlemeliydi. Tıpkı benim gibi. Çünkü ben onu özlüyordum. Bir yalnızlık, bir tütün, biraz melankoli ve biraz alkol. Parmağım filme değdiği an, çıkan notayla gelmeliydi. "Düm-tek!"
Başımı kaldırıp, önüme düşen saçlarımı savururken, gözlerimi açtığımda gözlerini dikip bana baktığını görmeliydim. Her lafz-ı halde: bir daha, yeniden! ...

Kollarımdan tutmalı, omuzlarıma dokunmalı..
Omuzlarım açık olmalı.
Değil mi ki bu en güzel duruş?

Geçip gitti.

Gülümsedim. Bir tütün daha sardım.

Yorumlar