sunu

Başka bir ağızdan konuşuyorum ve bunu ben dâhi kimse bilmiyor. Söylüyorum ki ona, bir avuç ilaç yerine bir kağıt kalem yazmalıydı doktorlar, ah doktorlar, bunca hikayeden sonra her hasta için yeniden gülümsemeyi nasıl başarıyorlar? Onların hep aynı mutlulukla "iyi olacaksın" la başlayan ağız dolusu merhabaları ve gözleri parlayarak kırmızı reçetelerine iliştirdikleri "hoşçakal"ları omuriliğime saplanmış metilfenildat kadar iştahımı kesiyor. Düşündü bunu. Hak verdi bana. Birde yemekhane yemeklerine dair kötü düşüncelere sahip. Ikisi de değişmeyecekti nihayetinde. Ne can sıkıcı ama!

Yorumlar